Kayseri’nin ismi, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyarak günümüze ulaşmıştır. Şehrin en eski bilinen adı “Mazaka”dır ve bu isim Hititler dönemine kadar uzanmaktadır. Mazaka, Kapadokya bölgesinin önemli bir merkezi olup, stratejik konumu nedeniyle Asurlar ve Persler gibi büyük imparatorlukların dikkatini çekmiştir. Bölge, ticaret yollarının kesiştiği noktada bulunduğundan dolayı ekonomik ve kültürel açıdan zengin bir yapıya sahipti.
Büyük İskender’in Anadolu seferleri sonrasında Hellenistik dönemde şehir, “Eusebia” adıyla anılmıştır. Ancak Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetiyle birlikte, İmparator Tiberius zamanında şehir yeniden yapılandırılmış ve “Caesarea” adı verilmiştir. “Caesarea”, Latince’de “Sezar’a ait şehir” anlamına gelmektedir. Bu isim, şehrin Roma İmparatorluğu için hem stratejik hem de kültürel açıdan önemini yansıtmaktadır. Roma döneminde Kayseri, doğu ile batı arasındaki ticaret yollarının merkezi haline gelmiştir.
Bizans İmparatorluğu döneminde de “Caesarea” ismi kullanılmaya devam etmiş, ancak zamanla farklı kültürlerin etkisiyle telaffuz değişiklikleri yaşanmıştır. Özellikle Arap akınları döneminde şehir, Arap kaynaklarında “Kaysariya” olarak anılmaya başlanmıştır. İslamiyet’in yayılması ve Türklerin Anadolu’ya gelişiyle birlikte, şehirde Selçuklu etkisi hissedilmeye başlanmış ve bu dönemden itibaren Türk kültürü ve dili şehirde hakim unsur haline gelmiştir.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulmasıyla birlikte, şehrin ismi Türkçe telaffuzla “Kayseri” olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu isim, orijinal “Caesarea” kelimesinin Türkçeleşmiş halidir. Kayseri, Selçuklu döneminde bilim, kültür ve ticaret merkezi olarak büyük bir gelişme göstermiştir. Günümüzde de Türkiye’nin önemli sanayi ve ticaret şehirlerinden biri olan Kayseri, ismiyle tarih boyunca taşıdığı kültürel mirası yansıtmaya devam etmektedir.