Karaman isminin kökeni, tarih boyunca pek çok medeniyetin etkisi altında kalan bir bölgenin hikâyesini yansıtmaktadır. Antik dönemlerde Karaman’ın bulunduğu bölge, Hititler ve Frigler gibi uygarlıkların hüküm sürdüğü topraklardı. Daha sonra Persler, Büyük İskender ve Romalılar gibi çeşitli imparatorlukların egemenliğine giren bölge, bu dönemlerde “Laranda” olarak bilinirdi. Laranda, stratejik konumu nedeniyle önemli bir ticaret merkeziydi ve kültürel bir zenginliğe sahipti.
11. yüzyılda Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya girişiyle birlikte bölgenin etnik ve kültürel yapısında önemli değişiklikler yaşandı. Selçuklu hakimiyeti altında Laranda, Türk nüfusun yerleşmeye başladığı bir merkez haline geldi. Bu süreçte, Orta Asya’dan göç eden Türkmen boyları bölgeye yerleşerek kendi kültürlerini ve geleneklerini getirdiler. Bu kültürel etkileşim, bölgenin Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir rol oynadı.
13. yüzyılda, Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte bölgede beylikler dönemi başladı. Bu dönemde, Avşar boyuna mensup Karaman Bey, bölgedeki Türkmen aşiretlerini bir araya getirerek Karamanid Beyliği’ni kurdu. Karaman Bey’in liderliğinde beylik, kısa sürede güçlenerek Anadolu’nun önemli siyasi güçlerinden biri haline geldi. Karaman Bey’in adı, hem beyliğe hem de başkenti olan şehre verildi. Böylece “Karaman” ismi, liderlerinin adıyla özdeşleşerek bölgenin yeni kimliği oldu.
Karamanid Beyliği, 15. yüzyılın sonlarına kadar varlığını sürdürdü ve Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Anadolu’daki Türk birliğinin korunmasında önemli bir rol oynadı. Osmanlıların bölgeyi fethetmesiyle birlikte beylik sona erse de, Karaman ismi hem şehir hem de bölge için kullanılmaya devam etti. Bugün Karaman, tarihi mirasıyla ve adının taşıdığı derin anlamla Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olmaya devam etmektedir. İsim, geçmişten günümüze uzanan bir kültürel ve tarihi sürekliliğin sembolü olarak varlığını sürdürmektedir.