Edirne isminin kökeni, antik dönemlere kadar uzanan zengin bir geçmişe sahiptir. Şehir, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından M.S. 2. yüzyılda yeniden inşa edilerek, onun onuruna “Hadrianopolis” adıyla anılmıştır. Hadrianopolis, “Hadrian’ın Şehri” anlamına gelir ve Roma döneminde Trakya bölgesinin en önemli merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Şehir, Roma ve Bizans dönemlerinde bu adla anılmış ve uzun süre Balkanlar ile Anadolu arasında bir köprü vazifesi görmüştür.
Bizans döneminde Hadrianopolis, stratejik konumu nedeniyle birçok kez istilalara maruz kalmıştır. Şehir, 1361 yılında Osmanlılar tarafından fethedilmiş ve Osmanlı’nın Avrupa’daki ilk başkenti olmuştur. Osmanlı’nın hâkimiyeti altına girmesiyle birlikte şehir halkı, zaman içinde Hadrianopolis ismini kendi dillerine uyarlayarak “Edirne” olarak kullanmaya başlamıştır. Osmanlı kaynaklarında da “Edirne” adı yaygın olarak geçmeye başlamıştır ve şehir, Osmanlı’nın en önemli kültürel ve ticari merkezlerinden biri olmuştur.
Osmanlı döneminde Edirne, mimari ve kültürel açıdan büyük gelişmeler yaşamıştır. II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet gibi Osmanlı padişahları, Edirne’de doğmuş ve büyümüştür. Mimar Sinan’ın ustalık eseri olan Selimiye Camii, Edirne’yi Osmanlı mimarisinin en önemli merkezlerinden biri hâline getirmiştir. Edirne, 17. yüzyıla kadar Osmanlı’nın en büyük şehirlerinden biri olmaya devam etmiştir.
Cumhuriyetin ilanından sonra Edirne, Türkiye Cumhuriyeti’nin batıya açılan en önemli sınır şehirlerinden biri olmuştur. Bugün hâlâ Osmanlı’nın Avrupa’daki ilk başkenti olarak tarihî ve kültürel değerini korumaktadır. Edirne ismi, Hadrianopolis adının Türkçeleşmiş hâli olup, Roma ve Osmanlı mirasını günümüze kadar taşıyan köklü bir geçmişin yansımasıdır.