Düzce ismi, coğrafi özelliklerinden esinlenerek türetilmiş olup, bölgenin tarih boyunca sahip olduğu nitelikleri yansıtmaktadır. Kelime anlamı olarak “düz” ve “-ce” ekinin birleşiminden oluşan Düzce, “düzlük yer” ya da “düz olan yer” anlamına gelmektedir. Bölgenin geniş ve verimli ovaları, bu ismin tercih edilmesinde etkili olmuştur. “Düz” kelimesi bölgenin topoğrafik yapısını ifade ederken, “-ce” eki ise yer belirtme amacıyla kullanılmıştır.
Eski tarihlerden itibaren Düzce ve çevresi, çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler ve Romalılar gibi birçok uygarlık bu topraklarda hüküm sürmüştür. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde stratejik bir öneme sahip olan bölge, doğu ile batı arasında bir geçiş noktası olarak kullanılmıştır. Bu dönemlerde Düzce’nin ismi farklı şekillerde anılmış olsa da, bölgenin düz ve verimli arazileri her zaman dikkat çekmiştir.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de Düzce’nin önemi devam etmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bölge, tarım ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Verimli toprakları sayesinde tarım faaliyetleri gelişmiş, bu da bölgenin ekonomisine olumlu yansımıştır. Osmanlı kayıtlarında Düzce’nin ismi, yine coğrafi özelliklerine atıfla anılmıştır. Bu dönemde bölgenin nüfusu artmış ve sosyal yapısı zenginleşmiştir.
Cumhuriyet dönemine gelindiğinde, Düzce modernleşme sürecine ayak uydurmuş ve gelişimini sürdürmüştür. 1999 yılında yaşanan deprem felaketinden sonra il statüsü kazanmış ve yeniden inşa sürecine girmiştir. Günümüzde Düzce, tarihi ve kültürel mirasıyla birlikte doğal güzellikleriyle de ön plana çıkmaktadır. İsminin kökeni olan “düzlük” kavramı, hala bölgenin en belirgin özelliklerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.