Çanakkale ismi, şehrin tarihî ve kültürel yapısıyla doğrudan bağlantılıdır. Bölgenin adı, Osmanlı döneminde burada üretilen ünlü “Çanakkale seramikleri” ve stratejik konumundan dolayı “kale” kelimesinin birleşmesiyle oluşmuştur. Ancak bu isim, Osmanlı öncesinde farklı adlarla anılan bu kadim toprakların geçmişinden süzülerek günümüze ulaşmıştır. Çanakkale’nin bulunduğu bölge, antik çağlardan itibaren önemli bir geçiş noktası olmuş ve tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.
Antik çağlarda Çanakkale Boğazı’nın adı Hellespontos (Hellespont) olarak bilinirdi. Homeros’un İlyada Destanı‘nda anlatılan Truva Savaşı da bu bölgede, günümüzdeki Troya Antik Kenti civarında yaşanmıştır. Bölge, sırasıyla Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar ve Romalılar gibi medeniyetlerin kontrolüne girmiştir. Roma ve Bizans dönemlerinde Dardanel ismiyle anılmıştır. Bu ad, antik dönemlerde boğaz çevresinde bulunan Dardanos adlı kentten gelmektedir. Dardanel, zamanla Osmanlı döneminde de boğazın adı olarak kullanılmaya devam etmiştir.
Osmanlılar, 15. yüzyılda bölgeye tam anlamıyla hâkim olduktan sonra boğazın güvenliğini sağlamak amacıyla kaleler inşa etmiştir. 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet, Kilitbahir Kalesi‘ni, karşı kıyıya ise Çimenlik Kalesi‘ni yaptırmıştır. Bu kaleler, Osmanlı’nın bölgedeki kontrolünü pekiştirmiş ve ticaret yollarının güvenliğini sağlamıştır. 17. ve 18. yüzyıllarda bölgede “Çanakkale seramikleri” olarak bilinen ünlü çanak ve çömlekler üretilmeye başlanmış, bu ürünler Osmanlı topraklarında büyük ilgi görmüştür. İşte bu çanak-çömlek üretiminin yoğun olduğu bu bölge, zamanla “Çanakkale” adıyla anılmaya başlanmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra Çanakkale adı resmî olarak kullanılmaya devam etmiştir. Özellikle 1915 Çanakkale Savaşları, şehrin tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri olmuş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarından birini oluşturmuştur. Bugün, Çanakkale ismi hem tarihî mirası hem de kahramanlık destanlarıyla anılan bir şehir olarak varlığını sürdürmektedir. Adını seramik sanatından ve Osmanlı kalelerinden alan bu şehir, geçmişiyle ve kültürel dokusuyla Türkiye’nin en önemli tarihî merkezlerinden biri olmuştur.