Bingöl İsmi Nereden Gelmiştir?

Bingöl isminin kökeni, bölgenin coğrafi yapısından ve doğal güzelliklerinden kaynaklanmaktadır. Bingöl adı, “Bin Göl” ifadesinden türemiştir. Halk arasında, bölgede çok sayıda küçük göl, gölet ve su kaynağının bulunması nedeniyle bu isim verilmiştir. Özellikle Bingöl Dağları ve çevresindeki sulak alanlar, şehre bu ismin verilmesinde etkili olmuştur. Efsanelere göre, Bingöl’de gerçekten bin tane göl bulunduğu düşünülmüş ve bu durum, ismin halk arasında yayılmasına neden olmuştur.

Antik dönemlere baktığımızda, Bingöl bölgesi çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Hititler, Urartular, Asurlular, Persler, Romalılar ve Bizanslılar bölgenin geçmişindeki önemli uygarlıklardır. Urartular döneminde, şehir su kaynakları bakımından önemli görülmüş ve sulama kanalları inşa edilmiştir. Urartu yazıtlarında, bölgenin su kaynaklarının bolluğuna vurgu yapılmıştır. Bu dönemde Bingöl çevresi, “su ülkesi” olarak anılmıştır ve bu durum, kentin adının temelinde yatan su bolluğu temasını desteklemektedir.

Selçuklu akınlarıyla birlikte 11. yüzyılda Türkler, Bingöl ve çevresine yerleşmeye başlamıştır. Selçuklu belgelerinde bölgeye “Çapakçur” adı verilmiştir. Çapakçur kelimesi, Farsça kökenli olup “temiz su” anlamına gelir. Bu isim, Osmanlı döneminde de kullanılmış ve uzun süre resmî kayıtlarda yer almıştır. Ancak halk arasında “Bingöl” ismi, coğrafi özellikler nedeniyle kullanılmaya devam etmiştir. Osmanlı kayıtlarında, Bingöl bölgesindeki göllerin bolluğuna dair çeşitli ifadelere rastlanmaktadır.

Cumhuriyetin ilanından sonra, 1944 yılında şehrin ismi resmî olarak “Bingöl” olarak değiştirilmiştir. Çapakçur isminin yerine, halk arasında yaygın olarak kullanılan ve bölgenin doğal yapısını daha iyi yansıtan “Bingöl” adı tercih edilmiştir. Günümüzde Bingöl, doğal güzellikleri, yaylaları ve zengin su kaynakları ile bilinir. Bingöl Dağları‘ndaki göller, bu ismin kökenine dair coğrafi özellikleri gözler önüne sermektedir. Böylece, Bingöl ismi, hem efsaneler hem de doğal zenginliklerle şekillenen tarihi bir geçmişin mirası olarak varlığını sürdürmektedir.