İstanbul isminin kökeni, tarih boyunca şehrin geçirdiği değişimler ve farklı medeniyetlerin etkileri ile şekillenmiştir. Şehir, antik çağlardan günümüze kadar farklı adlarla anılmış, ancak en yaygın kullanılan isimlerden biri olan “Konstantinopolis”, şehrin Bizans dönemindeki önemini vurgulamaktadır. İstanbul’un bugünkü adının ise Yunanca kökenli “Eis tin polin” (Εἰς τὴν πόλιν) ifadesinden türediği düşünülmektedir. Bu ifade, “şehre doğru, şehre” anlamına gelir ve Osmanlı döneminde halk arasında söyleniş değişiklikleriyle İstanbul ismine dönüşmüştür.
İstanbul’un en eski isimlerinden biri “Byzantion” (Βυζάντιον) olarak bilinir. Şehir, MÖ 667 yılında Megara’lı Yunan kolonistleri tarafından kurulmuş ve liderleri Byzas’ın adı verilerek Byzantion olarak adlandırılmıştır. Bu isim, Roma dönemine kadar kullanılmış ve şehir, ticaret yollarının kesiştiği stratejik bir merkez olarak büyümeye devam etmiştir. Roma İmparatoru Septimius Severus, M.S. 2. yüzyılda şehri fethederek güçlendirmiş ve büyük imar faaliyetleri gerçekleştirmiştir.
M.S. 330 yılında Roma İmparatoru Konstantin şehri yeniden inşa ettirerek, burayı Roma İmparatorluğu’nun yeni başkenti yapmıştır. Bu tarihten sonra şehrin adı, kurucusuna ithafen “Konstantinopolis” (Κωνσταντινούπολις) olarak değiştirilmiştir. Konstantinopolis, “Konstantin’in Şehri” anlamına gelir ve Bizans İmparatorluğu boyunca bu isim kullanılmaya devam etmiştir. Aynı zamanda, Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte şehir, dini merkezlerden biri olmuş ve birçok önemli kilise, manastır ve katedral inşa edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından şehri fethetmesiyle birlikte, İstanbul’da yeni bir dönem başlamıştır. Osmanlı kaynaklarında şehir genellikle “Kostantiniyye” veya “Der Saadet” (Mutluluk Kapısı) olarak anılmıştır. Ancak halk arasında “İstanbul” ismi yaygınlaşmış ve 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı resmi belgelerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlılar, Konstantinopolis’in çok kültürlü yapısını koruyarak, burayı İslam dünyasının en önemli şehirlerinden biri hâline getirmiştir.
İstanbul isminin, Yunanca “Eis tin polin” (εἰς τὴν πόλιν) yani “Şehre doğru” veya “Şehir içinde” anlamına gelen kelime grubundan türediği düşünülmektedir. Osmanlı döneminde halk arasında yaygın olarak kullanılan bu ifade, zamanla “İslambol” ve ardından “İstanbul” olarak değişmiştir. “İslambol” adı, Osmanlılar tarafından “İslam’ın bol olduğu şehir” anlamında kullanılmış olsa da, tarihî ve dilbilimsel olarak İstanbul isminin kökeni Yunanca’ya dayanmaktadır.
Osmanlı döneminde İstanbul, farklı etnik ve dini toplulukların bir arada yaşadığı çok kültürlü bir şehir olarak gelişmiştir. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı ve Yerebatan Sarnıcı gibi önemli yapılar, şehrin tarihî kimliğini oluşturmuştur. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun kültürel, siyasi ve ekonomik merkezi olarak yaklaşık 470 yıl boyunca başkentlik yapmıştır.
Cumhuriyetin ilanından sonra, 1930 yılında Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası yazışmalarda ve resmî belgelerde İstanbul adının kullanılmasını zorunlu hâle getirmiştir. Günümüzde İstanbul, hem Avrupa hem de Asya kıtalarını birbirine bağlayan eşsiz coğrafi konumu, tarihî dokusu ve kültürel mirası ile dünyanın en önemli şehirlerinden biri olmaya devam etmektedir. İstanbul’un ismi, geçmişten günümüze uzanan bu derin tarihî süreç içinde değişime uğrayarak, bugün kullanılan hâlini almıştır.